“Mükemmellik, erdem ve algının açıklığıdır, onu elde etmek
de zaman ve uygulama gerektirir.”
Dan
Millmann – Hayatın Amacı
− Ah baban mükemmel bir adamdı ne oldu böyle. Çok İnatçı,
bir türlü mükemmelliği bırakmıyor.
− Mükemmellik mi, anne babam kendini sıkıyor desek, o
yüzden tutulma oluyor her yerinde.
− Evet. Ama ne yapsın öyle öğrenmiş.
− Sizin lazımlarınız...
− Yok çocuğum, biz yoklukların çocuklarıydık.
− Bize de sonsuzluklar ve mükemmelliği öğretmeye kalktınız.
Ve biz onun sizin anlattığınız gibi olmadığını deneyimleyerek öğrenmek
zorundayız şimdi. Siz de yokluklar değil...
− Aptalca uygulayanlar mı, yani aptallar mı demek
istiyorsun.
− !?...
Annem, her zaman mükemmellik bekledi bizden, mükemmellik
onun için dinlemeyi, anlamadan uygulamayı, uysa da uymasa da sınırları zorlamadan
uygulamayı gerektirdi. Bu “mükemmellik” yükünü taşımanın ağırlığını hem kendisinin
hem de bizim sırtımıza yükledi.
Dünyanın mükemmel ve kusursuz bir yer olması için uğraşıp
durduğunu söylemek, aslında dünya görüşümüzün ne kadar kısıtlı, varlığımızın ne
kadar da küçük olduğunu kabul etmektir. Bu kabulkârlık, sürekli yokluklar
ülkesinin kapılarını açarken, kusurlarımızın mükemmelliğinde yeniden
deneyimlemek bize inancın, olasılıkların, olmamışlıkların, yaratılışın
ilhamının kapılarını açar.
Varoluştaki amacımızın deneyimlemek olduğunu ve onun
getireceği her kusurun bizim farkında bir deneyim içinde mükemmelliği
hissetmemizi sağlayacağını unutmadan...
Deneyimleriniz bol olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder